6.8.03

Gökyüzünde Yalnız Gezen Yıldız


Klasik Türk sanat müziğimizin bilinen şarkısıdır; “gökyüzünde yalnız gezen yıldızlar, yeryüzünde sizin kadar yalnızım.” (Bu nihavend şarkının söz yazarı Hikmet Münir Ebcioğlu, bestecisi Teoman Alpay) “Taşa geçer kendime geçmez sözüm, ben yalnızım, ben yalnızım, yalnızım” diye gider şarkı. Yıldızlı yaz gecelerinde, kumsalda yakılmış ateşler etrafında söylenen şarkılardandır. Samanyolu’nun yıldızlarına baka baka, kimbilir kaç kumsalda her yaz bu şarkı terennüm edilir ; o yıldızlar pek yalnız gibi görünmese de.

Fakat bundan sonra gerçekten yalnız bir yıldıza rastlamak mümkün olabilir belki, eğer uzayda seyahat edebilirsek. Seattle kaynaklı bir habere göre, uzayın derinliklerinde Boğa Takımyıldızı’nda bulunan küçük bir yıldız, kendi yıldız kümesinden ayrılarak başıboş gezmeye başlamış. Mexico Ulusal Özerk Üniversitesi araştırmacıları “tauri sb” adındaki küçük yıldızın, aynı kümede bulunan daha büyük iki yıldızla yakın karşılaşmasında, yerçekimi etkisiyle yıldız kümesinden dışarı itildiğini belirtiyorlar. Amerikan Astronomi Topluluğu toplantısında ilk kez açıklanan bu araştırmayı yürüten ekibin başkanı Laurent Loinard, bir sistemden bir yıldızın itilmesine ilk kez tanık olduklarını söylemiş.

5.8.03

“Yazıcıya hücre koy, organ al!”

Amerikan bilimcileri, yapısı değiştirilmiş kartuşlu bir yazıcı yardımıyla canlı hücrelerden üç boyutlu doku oluşturmayı başarmışlar. New Scientist dergisinin haberine göre, uzmanlar, yazıcının kartuşundaki mürekkebi çıkararak, yerine, içinde canlı hücreler olan bir jel koymuşlar ve hücreler belirli bir zaman sonunda dokuya dönüşmüş. Araştırmayı sürdüren bilimciler, ileride aynı yolla karmaşık dokular ve hatta organların yaratılabileceğini iddia etmişler. “Yazıcıya hücre koy, organ al!” diye başlıklandırılan bu haber, iddialar doğrulanamasa bile gerçekten çok ilginç. Bilimin yüzdüğü sular açısından.